Günaydın. Kahkahalar dolusunca günaydın neden mi? Yeni bir güne uyandın. Sana ait koskocaman yepyeni bir gün. Hafif bir uyku sarhoşluğuyla sabah kalkarken kollarını yanlara açarak şöyle bir esnedin. Kalkıp elini yüzünü yıkadın ve geceden hazırladığın pazara uygun en sportif en rahat kıyafetlerini çektin üstüne. Önceden düşünüp tasarladığın o müthiş pazar kahvaltısına hazırladın kendini. Hep istediğin ve o hayalini kurduğun yere gittin. Etrafta sevimli çekirdek aileler, minik çocuklar, şaşkın aşıklar yani kısaca her yer cıvıl cıvıl. Hava mı? Havada tam bahar havası var. Güneşi yakmaz gölgesi üşütmez. Her şey istediğin bir pazarda olması gerektiği gibi. Kahvaltıdan sonraki adres sahil. İndin derin bir hava çektin içine. Bir baktın ki o da ne? Çocukluğunda hayaliyle yaşadığın bisikletler dizilmiş sıra sıra. Hiç durma koş hemen. Hiç sonu yokmuş gibi o yolların, atla ve çevir pedalları. Özgürlüğe sürer gibi. Hayat da aslında bisiklet sürmek gibi değil midir? Yavaşlarsan dengen kaybolur. Hızlanırsan duvarlara toslama ihtimalin artar. Dengeni koruyarak kontrolle ilerlemen lazımdır her zaman. Sonra çek bisikletini sağa. Otur kayalıklara. Bak denizin derinliğine, o sonsuz güzelliğine. Zamanı tut avuçlarında, nefesini yakala. Yaşamanın zevkine var. Kapat kendini dört duvar aralarında eğlendiğini sanan insanlara. Aç ruhunu uçsun göğe uçsuz bucaksız maviliklere. Bütün negatifi ver toprağa. Yalın ayak yürü çimlerde çocuklar gibi şen. Yolların seni çıkardığı yuvana dön ve al eline kitabını kahveni. Yaslan arkana. Aman ha dalma televizyonlara telefonlara. Uzak kal, yapay dünyanın sönmeyen ışıklarını kapat. En sonunda göz perdelerine indir hayallerini, isteklerini, hedeflerini. Herkesin imkansız görüp senin hayatın olan o pespembe hayallerini. Ama ille de olsun diye süsleme içinde. Benim olan benimle güzeldir de, elini dokunduğun her yerde çiçek açtır. Asla izin verme isteklerinin çekiçten bir çeliğe dönüşmesine. Arşiment’in dayanak noktasından şaşma mesela. Dengede tut kendini. Hayallerini de. Hayal dünyandaki tuvaline savurduğun renklerini de.
Bir kelebeğin kanatları gibi renkli yaşa hayatı.
Rengarenk yaşa.
Bir gün sonra ölecekmiş gibi…